Belirtilerin, küçük çocuğun umursamazlığı mı yoksa iletişim konusundaki isteksizliği olduğuna karar verilmesi zordur. Konuşma gecikmesi birçok sağlıklı çocukta da görülebilmektedir. Çocuğun bazen belirtileri gösterirken bazen de sağlıklı gelişiyor gibi davranması ailenin kafasını karıştırabilir. Otizmin bir spektrum bozukluğu olarak adlandırılması tam da bu yüzdendir. Hafiften ağıra doğru olan belirti şiddetleri; sağlıklı ama yavaş gelişen çocukla, ağır nöro psikolojik hastalık arasında bir yelpaze oluşturur. Uyku, besin seçme gibi zorluklar sıklıkla bulunabilir.
Otizmin en temel belirtisi, çocukların göz teması kuramamalarıdır. Kısa süreli, çekingen bakış, göz kontağı varmış gibi bakma ama karşıdakini anlamaya yönelik bakmama gibi durumlar olabilir. İsmi ile çağrılan çocuklar genellikle tepki veremez ve neredeyse tümünde konuşma problemleri vardır. Bu hastalar ya hiç konusamaz veya geç veya tuhaf konuşur. Taklit becerileri kısıtlıdır. Bay-bay yapma, selam verme ve mimik kullanmak gibi taklitleri geç öğrenirler.
Otistik çocuklar işaret ile isteklerini gösteremez ve iletişim problemleri çok sıktır. İhtiyaçlarını, karşılayacak kişinin kolunu çekerek, onu kaldırıp götürerek, ağlayarak gösterirler. Yaşıtları veya büyükler ile iletişim kurmada isteksizdirler. Grup oyunlarına katılamaz ve oyuncaklar ile anlamlı bir sekilde oynayamazlar. Akranlarıyla olmak yerine kendi halinde olmayı tercih ederler. Bazı çocuklarda sallanma, el çırpma, kanat çırpma gibi “stereotipi” denilen, tekrarlayan anormal hareketler veya koridorda koşturma, ışığı açma-kapama gibi takıntılı davranışlar görülebilir. Otistik çocukların bir diğer önemli belirtisi temastan hoşlanmamalarıdır. Bebeklik çağında bile anne kucağında sakinleşmez, aksine rahatsız olurlar. Otistik çocuklar kendilerine ait ayrı bir dünyada yaşar. Otistik bir çocuk kucağa alınmayı önemsemez. İstediğine ulaşmak için herkesin kucağına gidebilir, yabancı algılaması yoktur. 2-3 yaşına geldiğinde cansız objelere daha fazla ilgi gösterirler. Sürekli ellerinde bir eşya tutma, objeleri dizerek oynama, arabayı ters çevirip tekerleğini döndürme veya yatarak arabanın dönen tekerlegini izleme gibi oyunları vardır. Oyuncağın bütünü yerine bir parçasıyla oynamayı severler. Onun için canlıyla cansız arasında çok fazla fark yoktur. İnsanlarla anlamlı göz kontağı kurmazlar. Ses, ışık ve kokuya karşı aşırı duyarlı olabilir, beklenmedik tepkiler verebilirler. Bazen kendisine söylenenleri papağan gibi tekrar ederler, ben-sen gibi zamirleri ters söylerler.